Baştan Başa Balkanlar yazı dizisinin tamamı için buraya tıklayın

Saraybosna – Mostar – Poçitel – Çitlik(Čitluk) – 3.ncü Gün


Bu gün de Bosna Hersek’teyiz

Yıl başı sabahı olması nedeni ile bu sabah otelden 09:00’da ayrıldık, yani her zamankinden 1 saat daha geç. Bu akşamı da Bosna Hersek‘te, Hersek bölgesinde, Hırvatistan sınırına çok yakın ve ağırlıklı olarak Hırvatların yaşadığı Çitlik isimli bir Katolik kasabasında geçirecektik, ertesi günkü Karadağ gezimiz sırasında, Karadağ’da konaklamayacağımız için nispeten Karadağ sınırına doğru da yaklaşmış olacaktık.

Geceyi geçireceğimiz Çitlik’e giderken, tüm gün yolda olacak, arada mesire alanı  Vrelo Bosne‘ye, Mostar‘a ve Osmanlı Devleti‘nin batıdaki son sınırı geçişi olan Poçitel‘e uğrayacaktık.

İlk durak Vrelo Bosne(Bosna’nın Kaynakları)

Ekstra aldığımız bu tur ile, Saraybosna‘ya çok yakın şehrin hemen dışında, yerli halkın nefes almak ve piknik yapmak için gittiği Vrelo Bosne, Türkçe ismi ile Bosna’nın kaynakları isimli mesire alanına uğrayacaktık. Bu alan yolumuzdan bir miktar uzaklaşmayı gerektirse de kısa sürede bu mesafeyi alıyoruz. Şansımıza bizi sisli bir hava bekliyor, kısa bir yolculuğun ardından içinde, bir akarsu ile beslenen gölün bulunduğu, gölün ve akarsuyun üzerinde köprülerin olduğu, içeride bir de restoranın bulunduğu ormanlık bir alana geliyoruz. İçeri giriş ücretli ancak bizim girişimiz ekstra tura dahildi ücret ödemeden girdik.

Mostar

Milli parktan hareket ile yine uzun bir yol bizi bekliyordu, yaklaşık 110 km yolu 2 saatte alarak Hersek bölgesinde bulunan Mostar‘a ulaştık. Rehber eşliğinde şehir turunun ardından serbest zamanda Mostar Köprüsü‘nü ve şehrin diğer taraflarını gezme fırsatımız oldu. Oldukça küçük bir şehir, Neretva Nehri tarafından 2’ye bölünen şehrin bir tarafında Boşnaklar, bir tarafında Hırvatlar yaşıyor.

Mostar şehrinin caminin bulunduğu bu yakasında Boşnaklar, diğer yakasında ise Hırvatlar yaşıyor.

90’lardaki savaşta şehir Hırvat topçuları tarafından vurulmuş. Şehrin iki yakasını birbirine bağlayan Mostar Köprüsü, şehirde görülmeye değer en önemli yer, köprü de Hırvat topçularından nasibini almış ve 1993 yılında bir top atışı ile yıkılmıştı. Köprünün yıkılma anını ben de haberlerden izlemiştim, o zamanlar üniversite öğrencisiydim.

Bu köprü de bir Osmanlı eseri olup, 1566 yılında Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayreddin tarafından yapılmış. 1993 yılında yıkılana dek tam 427 sene hizmet vermiş. Köprü yıkıldıktan sonra uzun yıllar yeniden yapımı sürdü, rehberimizin bildirdiğine göre, Macaristan‘dan getirilen dalgıçlar ile köprünün nehre düşen orjinal taşlarının toplanması yıllar sürmüş. Ama köprü neticede orijinal taşları ve Türkiye‘nin de çok büyük desteği ile yeniden yapılarak 2004 yılında tekrar hizmete girmiş.

Tarihi Mostar Köprüsü

Mostar Köprüsü’nden atlayan gençler

Köprü üzerinde korkulukların dışında mayolu gençler görüyoruz. Bu gençler eski zamanlarda nişanlanabilmek için, rüştünü ispatlamak amacı ile köprüden nehre atlarlarmış. Şimdilerde ise böyle bir dertleri yokmuş, bu günlerde köprü üzerine çıkarak insanlardan para topluyor ve yeterli miktarda para toplandığında da köprüden atlıyorlar.

Biz de bir atlamaya şahit olmak için köprüyü en iyi gören noktaya giderek beklemeye başladık. Köprüyü en iyi gören nokta için karşı tarafa geçtikten sonra biraz ileride sola doğru inen bir merdiven göreceksiniz, bu merdiven sizi aşağı köprünün az ilerisine nehir kenarına indiriyor. Biz de inerek burada beklemeye başladık. Mayolu genç köprünün korkuluklarında bir sağa bir sola giderek para topluyor, arada bağırarak bir şeyler söylüyordu. Biz aşağıda telefonumuz hazır beklerken bir anda başka bir mayolu genç yanımızda bitiverdi, o da aşağıda para topluyordu. 🙂

Biz de şapkasına 1 euro atarak beklemeye devam ettik, bir süre sonra yukarıdaki genç ile sanırım toplanan parayı konuştu. Bu noktada atlama işleminin başladığını anladık. Dalgıç elbisesi giymiş 3. bir genç köprüde belirdi ve kısa süreli bir konsantre işleminin ardından başarılı bir şekilde atlamayı gerçekleştirdi. Bu anı sizler için videoya almayı başardım.

Koski Mehmet Paşa Camii

Yukarıdaki fotoğrafta, nehrin yanında ve Boşnakların yaşadığını söylediğim kısımda, tarihi eski şehrin ve çarşının girişinde sayılabilecek bir konumda ve Mostar köprüsüne 150-200 metre mesafede bulunan cami 1648 yılında inşaa edilmiş. Camiinin nehir tarafındaki bölümde çay bahçesi, iç taraflarında da bazı dükkanlar bulunuyor.

1992 yılında başlayan savaşta, bu cami de Hırvat saldırılarından oldukça fazla hasar görmüş ve yenileme ve restorasyon işlemleri 2001 yılına kadar sürmüş.

Savaş’ın izleri

Savaş sırasında Hırvatların ağır top saldırılarına maruz kalan şehir günümüzde yeniden yapılanmış ve binalarda savaştan izler artık bulunmuyor ancak bir bina hiç onarılmamış ve savaşın yıkımın izleri capcanlı duruyor.

Cafe ve Restoranlar

Şehirde, köprü ile bağlantılı nehrin her iki yakasında da cafeler ve restoranlar bulunuyor, buralarda bir şeyler yiyip içebilir ve vakit geçirebilirsiniz. Bizim burada bulunma tarihimiz 1 ocak yani yıl başı olduğundan bazı yerler kapalıydı, ayrıca çok fazla kalabalık vardı ve bu nedenle sipariş verme ve bekleme süreleri çok uzuyordu. Zar zor yer bulduğumuz küçük bir cafede bir bardak çay içebildik ama bu tarihi şehri görmenin mutluluğu yeterliydi. 🙂

Poçitel Kula (Počitelj Kula)

Akşam üzeri Mostar’dan hereket ederek geceyi geçireceğimiz, yine Hersek bölgesinde, Bosna Hersek’in güneyinde, Katolik Hırvatların yaşadığı Çitlik‘e doğru hareket ettik. Otel Çitlik’te, Poçitel ise yol üzerinde değildi ancak biz Mostar’a 27 km mesafedeki Poçitel’e uğrayıp burayı ekstra tur olarak gezmek için küçük bir yay çizerek yaklaşık 35 dakikalık bir yolculuk ile önce Poçitel’e uğradık.

Poçitel, Osmanlı Devleti‘nin batıdaki en noktası ve sınır kapısı olarak biliniyor ve köy halen Osmanlı mimarisi ile ilk hali gibi korunmuş. Sınır gözetleme kuleleri dahil halen duruyordu. Köy normalde terk edilmiş yani kimse yaşamıyor ancak turizm maksatlı faaliyetler için 10-15 kadar aile köyün hemen yanındaki yerleşim yerlerinde yaşamaya devam ediyorlar. Belediye olarak Hırvatlara bağlı bu bölgede Boşnak ailelerin yaşadığı ve işlettiği bu açık hava müzesi niteliğindeki köye bir çok sorun ve engellemeler çıkartılıyormuş. Savaş devam etmese de, toplumlar arası sürtüşme ve bölünmüşlüğün olabildiğince devam ettiğini bu topraklarda çok net anlıyorsunuz.

Bu bölgeden geçenlerin mutlaka bu köye uğramasını tavsiye ederim.

Çitlik (Čitluk)

Poçitel’den, geceyi geçireceğimiz  otelin bulunduğu Çitlik’e kalan 25 km mesafeyi de 30 dakikalık bir sürede alarak otele ulaştık, akşam yemeği sonrası dışarıda görecek çok bir şey olmadığı için yarım saatlik kısa bir gezintinin ardından vakit geçirmek üzere otelin cafesine döndük. Otelin ismi Hotel Kaktüs, cafesi oldukça iyi, sıcak ve soğuk içeceklerin yanı sıra içki de servis ediliyor.

Baştan Başa Balkanlar Yazı Dizisi

Gökhan Yılmaz

Gökhan Yılmaz

Tüm gönderileri gör