Baştan Başa Balkanlar yazı dizisinin tamamı için buraya tıklayın…
İstanbul – Belgrad – 1.nci Gün
Belgrad’a Hareket
Yılbaşı gecesinden bir gün önce, turun ilk günü seyahatimize İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı‘ndan başlıyoruz. Pegasus Hava Yolları ile yaklaşık 2 saat süren güzel bir uçuş ile Belgrad Nikola Tesla Havalimanı‘na ulaşıyoruz. Türkiye saati ile 10:40‘da başlayan uçışumuz yaklaşık 2 saat 10 dakika sonra, saat farkından dolayı 10:50‘de sonlandı. 8 gün sonra geri vermek üzere zamandan 2 saat ödünç almıştık hayatımıza. 🙂
Nikola Tesla Hava Alanı
Belgrad’da hava alanında bizi rehberimiz Onur Bey karşıladı, otobüs ile otobandan şehir merkezine doğru giderken, gerek turun geneli gerek ise Sırbistan ve Belgrad şehri hakkında bilgiler verdi.
Belgrad Şehri ve Sırbistan, tur boyunca ziyaret edeceğimiz Ülke ve Şehirlerin en büyüğüydü. Otel öncesi şehir turu yapıp akşam otele dönüş zamanına kadar bir serbest zaman geçirecektik.
Gezdiğimiz yerler arasında Kalemegdan, Cumhuriyet Meydanı ve Öğrenci Parkı ve Knez Mihailova caddesi vardı.
Sırbistan, Eski Yugoslavya‘dan ayrılan 6 ülkeden birisi Belgrad ise başkenti. Bu şehir eski Yugoslavya’nın da Başkentiydi. Kosova‘nın da ayrılması ile Yugoslavya dan çıkan ülke sayısı 7’ye ulaştı.
Daha önce 2015 yılında bu şehri ziyaret etmiştim ve az çok hakkında bilgim bulunuyordu. Bu seyahatim ile ilgili yazıma buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Kalemegdan (Belgrad Kalesi ve Meydan)
Belgrad’da Sava ve Tuna Nehirlerinin birleştiği yerde yüksekçe bir tepenin üzerinde bulunan kale ve çevresine Osmanlı döneminde verilen bu isim günümüze kadar ulaşmış. Kalemegdan, Knez Mihailova caddesinin bitiminden sonra başlıyor. Knez Mihailova Caddesi Belgrad’ın en ünlü caddesi, bizim İstiklal Caddesi gibi bilinen bir cadde. Kalemegdan‘ın, içinde parklar çeşitli tarihi yapılar, Damat Ali Paşa‘nın türbesi ve Zafer Heykeli bulunuyor. Çok güzel bir seyir imkanı tanıyan bu bölge, şehre gelenler tarafından mutlaka görülmeli.
Zafer Heykeli
Balkan savaşında Osmanlı İmparatorluğuna karşı kazanılan zafer için yapılan heykelin bir elinde kılıç ve diğer elinde güvercin bulunuyor. Heykel çıplak olduğu için yapıldığı dönemde halk tarafından pek benimsenmiyor ve şehrin dışına yani şu an bulunduğu yere ve yüzü şehrin dışına, boş araziye dönük olarak yerleştiriliyor ancak yıllar içerisinde neredeyse şehrin tam ortasında bir de üstelik yüzü Yeni Belgrad olarak adlandırılan ve heykelden çok sonra oluşan şehre doğru dönmüş oluyor. 🙂
Knez Mihailova Caddesi
Bu cadde, bizdeki İstiklal Caddesi gibi, şehrin en bilinen ve ünlü caddesi. Kalabalık, İstiklal Caddesi ile kıyaslanmayacak kadar az olsa da yine de şehrin cazibe merkezi burası, sokak çalgıcıları, cafeler, restoranlar, çeşitli hediyelik eşya satıcıları, döviz büroları ve daha bir çok şey bu caddede. Özellikle yıl başı nedeni ile ışıl ışıl olan bu caddenin bir ucu Kalemegdan, diğer ucu da Cumhuriyet Meydanı‘na çıkıyor.
Cumhuriyet Meydanı
Knez Mihailova caddesinin bitiminde şehrin buluşma noktası olan Cumhuriyet Meydanı bulunuyor. Bu meydan üzerinde Prens Mihailova‘nın yani caddeye ismini veren Prensin heykeli bulunuyor. Aynı zamanda Opera binası ve Milli Müze de bu meydanda bulunuyor.
Şehri gezmeye çok zamanımız yoktu ancak otelimizdeki akşam yemeğinden sonra, bu caddenin ışıklı halini de görmek için yürüyerek tekrar buraya geldik.
Troleybüsler
Belgrad’ta dikkatinizi çekecek diğer bir konu ise halen troleybüslerin aktif olarak kullanılıyor olması. Yaşı genç olanlar belki bilmez, belki de yaşamamıştır ama ben çocukluğumda 1980’li yıllara kadar İstanbul’da troleybüslere şahit oldum.
Yolların üzerine, yukarıya, direklerle yada bazı yerlerde binalara tutturularak döşenmiş elektrik tellerine bildiğimiz lastik tekerlekli ama üzerine takılan demir çubuklar vasıtası ile elektrik iletimi ile çalışan otobüslerden bahsediyorum.
Çocukken çok ilgimi çekerdi, elektrik tellerine temas eden demir çubuklar bazen, özellikle virajlarda çıkar ve otobüs dururdu. Şoför elinde uzunca bir aparat ile iner ve çubukları tekrar tellere oturtmaya çalışırdı. Troleybüslerin halen burada aktif olarak kullanılıyor olması bana inanılmaz bir nostalji duygusu yaşattı.
