12 Ada’ların en büyüğü, Yunanistan’ın en doğudaki adalarından. Türkiye’ye en yakın noktası 11 mil uzaklıkta.
Bu ansiklopedik bilgilerden sonra gelelim benim Rodos seyahatime.
Bu adayı mutlaka görmek istiyordum ve gittikten sonra da rahatlıkla söyleyebilirim ki, eğer henüz görmediyseniz siz de mutlaka görülecek yerler listenize bu adayı ekleyin.
Adaya ulaşım için kara yolu ile İstanbul’dan Marmaris’e gittim, ama öncelikle şunları belirteyim, adaya giriş için kapıda vize uygulaması var (bu durum sezonuna göre değişiklik gösterebilmekte ve önceden mutlaka bilgi alın) ve normal pasaport için, geçerli bir schengen vizeniz yok ise 2 gün önceden bazı evraklar hazırlayıp göndermeniz gerekiyor. Adaya Marmaris’ten feribot ile ulaşım için yetkili olan Yeşil Marmaris ofisini arayarak gerekli evraklar için bilgi alabilir ve yine evraklarınızı buraya gönderebilir siniz.
Yeşil Marmaris sitesinden online olarak gidiş dönüş feribot biletinizi alabilirsiniz.
Bilgi için : http://www.yesilmarmaris.com/
Bilet alımı için : http://www.rodosferibotu.com/
Marmaris Port(Gümrük), yat limanının sonunda Yalancı Boğaz’a doğru yürüyerek yat limanının başından yaklaşık 20 dakika ama yürümek istemiyorsanız sabah 07:30 dan sonra Tansaş’ın karşısındaki minibüs durağından Pembe Renkli minibüsler ile limana ulaşabilirsiniz.
Adaya ulaşım yaklaşık 1 saat sürüyor. (Bir saatten biraz fazla)
Her iki tarafta da 2 – 3 adet pasaport kontrol noktası var ve işlemler 30 dakika civarında sürüyor ve yığılmalar oluyor. Bütün bunlara hazırlıklı olun.
Pasaport kısmına gitmeden önce gerek Marmaris ve gerek Rodos’tan dönerken Check in işleminizi yaptırmayı unutmayın. Check in kartlarında numara olmasına rağmen feribotta yerlerde numara uygulaması yok, boş bulduğunuz ve beğendiğiniz her hangi bir yere oturabiliyorsunuz.
Rodos
Adanın ismi ile anılan Rodos kenti, adanın en kuzeyinde, eski şehir ve yeni şehir olarak iki kısımdan oluşuyor, eski şehir tamamen kale ve surlar ile çevrilmiş ve orta çağdan kalma görüntüsü, dar sokakları ile sizi büyülüyor, yine eski şehir içerisinde yemek mekanları, tavernalar, hediyelik eşya dükkanları ve hatta kuyumcu bile var, bir tam gününüzü de ayırsanız tamamını gezmenize yeterli olmayacaktır çünkü gezdikçe göreceksiniz ki daracık ara sokaklar sizleri bam başka meydanlara çıkartacaktır.
Limanda indikten sonra limana en yakın kapıdan kale içine girebilir ve ana sokağı izleyerek (kalabalık sizi ana yolda sürükler) doğrudan ünlü Hipokrat Çeşmesi’ne ve meydanına ulaşırsınız. Ve kuzeye doğru yine ana yoldan ilerleyerek, kalenin en kuzeyindeki kapıdan Yeni Şehir’e çıkabilirsiniz. Bu yolculuk yaklaşık 20 dakika sürecektir. (Hiç durmadan giderseniz)
Diğer bir seçenek de, limandan çıktıktan sonra sahil boyu ilerleyerek Yeni Şehir’e ulaşmaktır.
Plaj, Yeni Şehir’den kuzeye doğru devam ederseniz adanın sivri burun gibi duran yerinin her iki yakasına yayılmış ve oldukça uzun, tavsiye olarak, siz sağ yani doğu tarafını tercih edin zira sol yani batı tarafı çok dalgalı ve rüzgar alıyor.
Ancak batı tarafında bulunan kayalıklar ve buradaki doğa ve manzara çok daha iyi. Kayalıkların arasından denize girmek, rüzgar ve dalgalar dikkate alınırsa çok çok tehlikeli ancak insanların buraya yakın yerlerde denize girdikleri uygun yerler de var.
Şehrin güney batısında bulunan Akropolis’i ziyaret etmeyi unutmayın.
Ada’da nakit ihtiyaçlarınız için atmlerini kullanabileceğiniz çok sayıda banka var. Yine Yeni Şehrin merkezi sayılabilecek bir yerde Coop isimli bir market var ve yanında Ziraat Bankasına ait bir bina göreceksiniz.
Yeme içme çok ucuz sayılmaz. Adada para birimi Euro.
